İzmir Konak’taki iş yerinde uzun yıllardır kuyumcu atölyesi sahibi olan Az Gökçe (36), İstanbul’daki bir kuyumcudan aldığı sipariş üzerine kıymeti 325 bin lira yaklaşık 192 gram altın ziynet eşyasını hazırladı. Çoklukla güvenlik şirketi ile gönderim yapan Gökçe, saatin geç olması nedeniyle siparişlerini kargoya vererek İstanbul’a gönderdi. Daha sonra kargonun gideceği şubeye ulaşmadığını öğrenen Gökçe, kargo şubesi ve merkezi ile görüşse de bir sonuç alamadı. Ortadan geçen 15 günün akabinde, siparişlerin nerede olduğunu öğrenemeyen esnaf, hem altınlarını yitirdi hem de siparişleri yine hazırlamaya başladı.
KARGO ŞUBEYE ULAŞMAYINCA ŞOKU YAŞADI
Başından geçen şanssız olayı anlatan Ender Gökçe, kargo şirketinin kendilerini oyaladığını söyledi. Gökçe, “Kendimiz atölye olduğu için eserlerimizi hazırlayıp kuyumcu müşterilerimize gönderiyoruz. Hiçbir kahır yaşamıyorduk. Yüklü ölçüde olduğu vakit bunları biz güvenlik şirketine veriyorduk. O gün biraz aciliyet durumumuz vardı. Güvenlik şirketine yetiştiremedik. Devamlı çalıştığımız kargo şirketiyle göndermeye karar verdik. Eserimizi paketledik, kargoya verdik. Ondan sonra takibini yaptığımızda kargonun şubeye ulaştığı bize mail olarak geldi. Biz de alacak bireye kargonun şubede olduğunu söyledik lakin kendisi oraya gittiğinde kargonun ulaşmadığını bize haber etti. Biz tekrar kargo şirketini aradık ve şirket bize ‘aktarma merkezinde kalmış’, ‘Bir dahaki kamyonla öğlenden sonra gelecek’, ‘Bugün gelmezse yarın üzere gelir’ üzere yanıtlar verdi. Şube müdürüyle görüştüğümüzde, aktarma merkezinde bazen kargoların kalabileceğini, orada birikebileceğini söyledi ve bizden 2-3 gün müddet istedi” dedi.
“ŞU AN GÜNLERİ SAYIYORUZ”
30 gün tanzim müddetinin dolmasına 15 gün kaldığını söyleyen Gökçe, daha sonra eserleri bulunamazsa kabahat duyurusunda bulunacağını söyledi. 325 bin lira kıymetinde eseri kargoda kaybolan esnaf, “3 gün sonra gittiğinde aktarma merkezinde o denli bir şey olmadığını, bizim oraya gidip tanzim oluşturmamız gerektiğini söyledi bize. Ondan sonra biz de gittik İstanbul’a ve tanzim oluşturduk. Artık kargo şirketi de, bedelli maden taşımadıklarını, içinde altın, para, çek, senet olduğunu söyleyerek de hiçbir biçimde haklılığımızı kabul etmiyor. Kargo içerisinde altın vardı. Hazırlanmış eserler, kalıplar, kendimize ilişkin modellerimiz vardı. Yaklaşık 192 gram civarında. Faturası da zati var. 325 bin TL. Hata durusunda bulunamadık zira şu an tanzim süreci başladı. 30 gün içinde kargo bulunmazsa kabahat duyurusunda bulunacağız. Şu an günleri sayıyoruz” açıklamasında bulundu.
“BİR KUŞ TÜYÜNÜN BİLE KAYBOLMAMASI LAZIM”
Olayı duyar duymaz esnafa dayanak olmak isteyen İzmir Kuyumcular Odası Lideri Murat Kurtuluş Bayrakçı da kargo şirketlerinin en bedelsiz eserleri bile kaybetmemesi gerektiğini söyledi. Bayrakçı, “Böyle mağdur olan arkadaşlarımızın çokluğu dikkatimizi çekti. Artık bizim burada emelimiz koca bir şirketi ya da bu şirketleri suçlamak değil. Ancak çalıştırdıkları işçiler içerisine makus niyetli beşerler sızabilir. Kardeşimiz de hakikaten çok önemli bir ziyan verdi. Hatta artık tezgahın üzerindeki tekrar işlenen eserler de işte paketi kaybolan eserler. İnsanın içi cız ediyor. Artık tekrar tıpkı emek veriliyor. Bizim işimiz hakikaten güç bir iş. Yani bunlar el işi yapılan eserler. Bu kadar emek, günlerce üstünde uğraşılan, emek verilen eserler, oradaki berbat niyetli bir kişi yüzünden yok şu anda. Kargo firmasının ne yapması gerekiyor? Şu anda tabi onlar içerisinde bedelli maden olduğu vakit aslında alış yapmıyorlar. Dediğim üzere arkadaşımızın da burada bir sigorta maliyetini belirten, içerisindeki unsurun ne olduğunu belirten bir fatura alması gerekiyordu. Lakin bunun içerisine bir tane kuş tüyü de olsa, bizim paketimizin kaybolmaması gerekiyor. Değerli olan burada bir paketin kaybolması. O yüzden kargo şirketlerini birazcık daha dikkatli olmaya, çalıştırdıkları çalışanları, çalıştırdıkları takımları tekrardan gözden geçirmeye davet ediyorum” dedi.
